28 Nisan 2012 Cumartesi

Dördüncü tekil Kişiler...

Ait olamadım hiçbir şeye,olmadım.Ne bir insana ne de bir yere.Ölçtüm belkide beni,seni,onu ve diğer dördüncü tekil kişileri..Ne kadar dayanabilir sosyal hayvanlar yalnızlığa..Yalnızlığın korkulacak bir yanı yokmuş.Bir ad yüklemişim ona,bir renk,bir beden çizdmişim kafamda ve onla arkadas olmuşum sonunda..Hiç bir zaman yalnız olmamışım aslında,yalnızlık kimlik değiştirerek,renk değiştirerek,şekil değiştirerek hep yanımdaymış meğer.Anlamadım bu süreçte kim olduğunu.O ise kalpazanın biriymiş dedim.Ben yalnızlığı tattığımı düşünürken,yalnızlık benle kafa buluyordu.Bir rakı masasında anladım onun kim olduğunu.






Gel otur da vuralım şişenin dibine dedim belki maskesini çıkartır umuduyla.İnkar etti ama adını da söylemedi.Rakı masası işte anlattım hayat hikayemi yeni tanışmış gibi.Kimliğimi..kimsesizliğimi..Gözünden bir yaş geldi karşımda oturan adsızın ve dayanamadı :


-"Evet ben yalnızlığın ta kendisiyim"...


Kendi kendime konuştuğumu sanan meyhaneci hesap istemedi .işte bir rakı masasına bile ait olmayışımın resmini çizdi Abidin..






Yalnızlık bi an yokmuş,her an varmış.Uyumazmış hiç çünkü yalnızlığın göz kapakları camdanmış..Sen doğarken doğar ama sen öldüğünde


Ölmezmiş.Bedensiz ebediyete sahip dördüncü tekil kişilermiş..

1 yorum:

  1. Yalnızlık bu kadar güzel tarif edilebilir. Hep yalnız oluşumuza kadhe kaldırmak istedim şu an. emeğine sağlık

    YanıtlaSil